Published online by Cambridge University Press: 11 July 2022
This article presents a newly discovered cuneiform text from the site of Üçtepe in Diyarbakır province in southeastern Turkey. The text bears a previously unknown inscription of the Assyrian king Shalmaneser I. While incomplete, it never-theless gives the most extensive lists of the conquests of Shalmaneser I yet known, including a number of previously unattested toponyms. This is in itself an important contribution to the historical documentation of the Middle Assyrian period. Furthermore, the fact that the text was written to record Shalmaneser’s rebuilding of the city wall of Sinamu allows us to propose that Üçtepe is to be identified with the site of ancient Šinamu, known to have been an important centre from the late third millennium BC and subsequently a regional capital in the provincial system of the Middle Assyrian empire. This is a significant advance on our previous understanding of the historical geography of the region. These issues are discussed in the context of the Middle Assyrian occupation of the Upper Tigris and the results of the archaeological exploration of recent decades.
Bu makale, Türkiye’nin güneydoğusundaki Diyarbakır ilinde bulunan Üçtepe yerleşim yerinde yeni keşfedilen bir çivi yazısı metnini sunmaktadır. Metin, Assur kralı I. Salmaneser’in önceden bilinmeyen bir yazıtını içerir. Eksik olmasına rağmen, yine de I. Salmaneser’in fetihlerinin şimdiye kadar bilinen en kapsamlı listelerini, daha önce doğrulanmamış bir dizi yer adı ile birlikte vermektedir. Bu metin, Orta Assur döneminin tarihi belgelerine başlı başına önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca, metnin Salmaneser’in Sinamu şehir surlarını yeniden inşa etmesini kaydetmek için yazılmış olması, Üçtepe’nin, MÖ 3. binyılın sonlarından itibaren önemli bir merkez olduğu bilinen antik Sinamu yerleşimi ile özdeşleştirilebileceğini önermemizi sağlamaktadır. Sinamu daha sonra Orta Assur imparatorluğunun eyalet sisteminde bölgesel bir başkent de olmuştur. Bu, bölgenin tarihi coğrafyasına ilişkin önceki anlayışımıza göre önemli bir ilerlemedir. Bu konular, Yukarı Dicle’nin Orta Assur işgali ve son on yıllardaki arkeolojik keşiflerin sonuçları bağlamında tartışılmaktadır.