Published online by Cambridge University Press: 22 February 2012
There has been much recent research in archaeology on the dynamics of imperial systems, and valuable work has been done on the complex relationships between the Hittite state and groups on its imperial periphery. The nature of the available source material means that these relationships are usually studied from a Hittite perspective, and that interactions with the Hittites are often seen as centrally important for these groups. In this paper, however, it is argued that archaeological evidence can be used to gain insight into alternative views – views which may not necessarily privilege relationships with the Hittites over those with other groups. One well-documented example of such a group is Arzawa, a quarrelsome coalition of principalities in western Anatolia. This paper will focus on the western Anatolian site of Beycesultan, caught between the Hittite and Arzawan heartlands. It will show that people at Beycesultan did not define themselves primarily in relation to either the Hittites or the Arzawan confederacy, but had their own dynamic and shifting world-view.
İmparatorluk sistemlerinin dinamikleri konusunda pek çok yeni arkeolojik araştırmalar yapılmiştır. Bu araştırmalara dayanarak, Hitit devleti ile çevresindeki gruplar arasındaki karmaşık ilişkileri inceleyen birçok değerli çalışma yapılmıştır. Mevcut olan kaynakların doğası gereği, bu ilişkiler genellikle Hitit bakış açısıyla incelenmekte ve çoğunlukla Hititlerle etkileşimin bu gruplar için çok önemli olduğu varsayılmaktadır. Ancak, bu makale arkeolojik kanıtların farklı bakış açılarına sahip olabilmek için kullanılabileceğini savunmaktadır – ki bu bakış açısı, Hititlerle olan ilişkilerinin bu gruplara ayrıcalık sağlaması gerekmediğidir. Bunlar arasında iyi belgelenmiş olan bir örnek de, batı Anadolu'daki savaşçı beyliklerin koalisyonundan oluşan Arzawa grubudur. Bu makale batı Anadolu'daki Hitit ve Arzawa merkezlerinin arasında sıkışmış Beycesultan yerleşimi üzerinde yoğunlaşmaktadır ve aslında Beycesultan halkının kendilerini öncelikli olarak Hitit veya Arzawa birliklerine ait görmediklerini, farklı dinamiklere ve değişken bir dünya görüşüne sahip bir toplum olarak gördüklerini ortaya koyacaktır.