No CrossRef data available.
Published online by Cambridge University Press: 09 August 2022
This article examines the introduction of stereotomic ablaq marble geometric interlace into the architecture of Rum Seljuq Anatolia in the early 13th century CE. It is a study of the subsequent developments and changes to the constituent motifs in the following decades, before its eventual decline. Attention starts with the Zangid and Ayyubid origins of the technique, in the mihrabs of several madrasas in Aleppo, and moves on to examine the ways in which the pattern mutated and the style of execution shifted over time. A distinctively Anatolian architectural motif emerged throughout the course of the 13th century CE, primarily on monuments built in and around Konya. The possible meanings encoded within the geometric forms, and how they changed over time, are examined, as are the uses of dragon-like forms. Related figural secular examples in Iraq are studied to demonstrate the overt use of the same symbols. The article concludes with an examination of the later uses of related forms, which look similar but do not appear to be encoded with the same semiotic meanings. Ultimately it can be seen that it was the motifs rather than the techniques, first developed in Aleppo in the 12th century CE, that were more widely used in Anatolia in the 13th century CE.
Bu makalede, mermerden yapılmış geometrik desenlerin birbirine geçtiği stereotomik ablaq tekniğinin MS 13. yüzyılın başlarında Anadolu Rum Selçuklu mimarisine girişi incelenmektedir. Bu çalışma, tekniğin kullanımdan kalkmasına kadar, orijinal motiflerde onlarca yıl sonra gözlenen gelişmeler ve değişiklikler üzerine bir çalışmadır. Halep’teki birkaç medresenin mihrabında görülen ve tekniğin Zengi ve Eyyubi kökenlerini temsil eden örneklerle başlayıp, zaman içinde nasıl dönüştüğü ve uygulama tarzının nasıl değiştiği incelenmektedir. 13. yüzyıl boyunca, özellikle Konya ve çevresinde inşa edilen anıtlarda belirgin bir Anadolu mimari motifi ortaya çıkmıştır. Geometrik formlara yüklenmiş olası anlamlar, bunların zaman içinde nasıl değiştiği ve ejder benzeri şekillerin kullanımları incelenmiştir. Aynı sembollerin açık şekilde kullanımını göstermek için Irak’taki seküler yapılarda kullanılan figüratif örnekler de araştırılmıştır. Makale, benzer görünen, ancak aynı semiyotik anlamları yüklenmemiş ilişkili figürlerin sonraki kullanımlarının incelenmesiyle sona ermektedir. Sonuç olarak, tekniklerden ziyade motiflerin MS 12. yüzyılda Halep’te geliştiği ve MS 13. yüzyılda Anadolu’da daha yaygın olarak kullanıldığı görülebilmektedir.